Tesis Yönetiminde Ortaklaşa Rekabet

Yönetim hizmetleri kendine ait bir kanun maddesi olmamasına rağmen, pek çok kanun maddesinin etki alanında olan en yaygın meslek grubudur. Farklı Nace ve Faaliyet kodu ile aynı işin yapıldığı birçok ad ile bilinerek en fazla istihdamın olduğu beyaz yakalının temsil edilemediği alandır. İdareci, işletmeci, yönetici, müdür gibi birbirinin içine girmiş adlarla bilinmelerine rağmen meslek olarak dikkati çekmezler. Ülkemizde sesi en az çıkan dernek, federasyon ve sivil toplum kuruluşları olarak liderliklerini korurlar. Bunun temel sebeplerinden biri sektör oyuncularının ortaklaşa rekabet edecek iletişim, bilgi ve kabiliyete sahip olamamalarıdır.

İş bu yönetim faaliyetinin kanunlarca tanımlanmış, yetki ve yeterliliği belirlenmiş, müeyyideleri olan Mesul Yönetim sınırlarına alınmamış olması son derece önemli bir yapının varlığına gölge düşürmektedir.

Bunu fırsat bilen girişimciler muhasebe, temizlik, teknik bakım onarım, inşaat, emlak, mimarlık, bahçe bakım, personel bordrolama gibi hizmetin her alanında ki ticari kuruluşlarını yönetim firması gibi çalıştırmakta ve mesleğin yarınlarına ciddi zararlar vermektedirler. Üstelik yaptıklarının da farkında değillerdir. 28-29 Kasım 2020 tarihinde yoğun katılımla gerçekleşen 1.Tesis Yönetim Çalıştay’ ında yüzlerce istihdama sahip yönetim kurumu sahipleri ben muhasebeciyim ve yöneticiliğin muhasebecilik olduğunu düşünüyorum derken, başka biri yaptığım genel kurulu beceremediniz diye dağıtıp bizi iş bilmez durumuna soktular diyebilmektedir. Şimdilik sadece 634 sayılı KMK dan destek alan meslek, gerçek kanun ve normları uygulanmaya başlandığında sanırım konuya tamamen hâkimiyetlerini kaybedeceklerinden kurumlarını beyaz yakalı modern kapıcı durumuna sokacakları su götürmez bir gerçektir.

Onların düştüğü bu durum sadece onları değil bu mesleği yapan tüm ticari kurumlarında aynı gözle görülmesine sebep olacaktır. Bu durumda hizmet alanın Yöneticiyi-Yönetim Firmasını yönetmesinin devamını getirecektir. Malum zaten gerçekte yaşanan bilgisizlik, maliklere bu sektöre “Yönettikleri Yöneticiler” şeklinde bakmalarını sağlamaktadır. Kapıcılarını, güvenlikçilerini, emekli bankacı, emekli polis, emekli asker vb özelliğe sahip kimseleri bu Yönetim Koltuğuna oturtmakta ve olaya bakış açılarını göstermektedirler. Eğer bu yapılanmaya bir son vermek istiyorsak ortaklaşa hareket etmek, ortaklaşa rekabet etmek ve ortaklaşa büyümek zorundayız. Tesis Yönetimiyle ilgili dernek ve federasyonlar menfaat grupları yerine fayda yaratan, eğitim ve danışmanlık hizmeti veren kurumlara dönmek zorundalar. Ancak böyle olduklarında siyasi partilerin dikkate alacağı, kanun yapıcılardan değer göreceği STK’ lar olabileceğiz.

Tesis Yönetim hizmeti kendi içlerinde en geniş hizmet yelpazesine istihdam organizasyonlarıdır. Yönetim şirketleri bu yelpazenin temizlik, teknik, güvenlik, bahçe bakım, havuz bakım, haşere kontrol, asistanlık hizmeti gibi meslekleri bizzat kendi organizasyonları içinde iştirakler kurarak vermeye çalışmaktadırlar. Bunun yerine ortaklaşa rekabet edebileceği, kurumsal çözüm ortakları, alt yükleniciler, destek hizmet şirketleri ile takım olarak birlikte hareket etmeleri sektöre canlılık ve kalite getirecektir. Ticari faaliyet gösteren her özel kurum karlılık amacı ile mevcudiyetini sürdürür. Lakin şu ana kadar yapıldığı gibi hizmet ve yönetim faaliyetlerinin birlikte yürüten kurumlar uluslararası, ulusal veya güçlü sermayeler ile birleşmeleri halinde ki bunun ülkemizde pek çok örneği vardır sektörü tekelleşmeye ve/veya kartelleşmeye götürür. Sektöre yeni oyuncular girmesini engeller, mevcut oyuncuların yaratıcı katılımlarını yok eder.

Kartel oluşturan kurumlar başta ihale şartları, sermaye yapısı, personel sayısı gibi hizmetin niteliği ve niceliği dışında ki pek çok unsur ile sermayesi eğitim, tecrübe, yaratıcılık vb özelliğine sahip yapılanmaların yok olmasına neden olmaktadırlar.

Tesis Yönetimiyle ilgili kanunların, meslek birliklerinin, federasyonların öncül politikalarının sektörü dikkatle izlemeleri, yön vermeleri ve yönetim şirketlerinin yaptığı örnek çözüm ortaklıklarını teşvik edici olmalıdırlar.

Ancak bakış açısının bu yönde değişmesi, yönetim şirketlerinin toplu yaşam ve iş merkezlerini yönetsel, mali ve hukuki açıdan yönetirken katma değer yaratan hizmet kollarının hizmet vermesini sağlamaları, sektöre rekabetçi oyuncuların girmesini sağlamaları sektöre ancak güven, istikrar ve canlılık kazandırır.

Bunun aksi yönünde yapılan davranışlar sektöre olan güvenin kaybolmasına sebep olacak, yabancı kurum ve kuruluşlara, oluşan boşluktan faydalanma sağlatacak, ulusal sermayemizin yurtdışına çıkmasına sebep olacaktır.

Bir an önce Tesis ve Hizmet Yönetimine ait hedef ve değerlerin yeknesaklık kazanmasının tüm yolları belirlenmeli, gerçekleşmesi için akademik, sosyal ve kurumsal ortaklıklar eşliğinde konunun üzerine gidilmelidir. Kanun koyucuyu duruma müdahil etmek için çaba vermekle birlikte geç kalınmaması için sivil hareketlerin ortaklaşa rekabetin önemini kavraması ve kavrattırması yönünde hareket edilmelidir.

Tesis Yönetiminde ortaklaşa rekabet yapılması ve/veya yapılmaya çalışılması özel bir örnek oluşturacağından hiç şüphemiz yoktur. Büyüyebilmek, ilerleyebilmek ve farkındalık sahibi olmak için iyi rakiplere ihtiyacımız vardır. Rakiplerimiz olduğu sürece var ve canlı olabiliriz. Kim bilir belki bu çaba başta siyasi partiler olmak üzere pek çok kamu ve özel organizasyona farkındalık kazandıracaktır.

Tesis Yönetiminin onurlu emekçileri olarak rakip gördüklerimizle birlikte yürümek, gerekirse etik kurallar çerçevesinde iş için çatışmak veya yarışmak düsturumuz olmalıdır. dk olarak sektörün kendi alanlarında en iyiler içerisinde olduğunu düşündüğümüz kurumlarla birlikte yarınları inşa etmekten, inşa edenlere hizmet etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bizim en büyük hayalimiz yönetici asistanınız olarak hayatınızı kolaylaştırmak, yüzlerinizde oluşan tebessümün, huzurun ve güvenin sebebi olmaktır,

Saygılarımızla